İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlamalarıyla ilgili ifade vermeye çağrıldı. 21 Aralık'ta yapılan bir açıklamada PKK üyesi firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in övüldüğü iddia ediliyor. Savcılık, Baro'nun resmi sosyal medya hesabından yapılan bu açıklamanın terör örgütü propagandası içerdiğini düşünüyor. Kaboğlu ve beraberindekiler, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gelerek ifade işlemlerini gerçekleştirdi.
İstanbul Barosu'nun Açıklaması Tartışmaları Tetikledi
İstanbul Barosu'nun açıklamasında, Daştan ve Bilgin'in sözde gazetecilik faaliyetleri nedeniyle öldürüldüğü ve devletin savaş suçu işlediği iddia edildi. Bu iddialar, savcılığın soruşturma başlatmasına neden oldu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve bazı baro başkanları, Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerine destek için adliyeye geldi. Sağkan, soruşturmanın hukuku ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını savundu. Adalet Bakanlığı'nın iç genelgesindeki prosedürün uygulanmadan soruşturma izni verildiğini de öne sürdü.
Türkiye Barolar Birliği'nin Tepkisi
Sağkan, basın açıklamasında soruşturmanın Anayasa ve mevzuata aykırı olduğunu belirtti. Avukatlara özel soruşturma usulünün işletilmeden ve Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmadan soruşturma başlatılmasını eleştirdi. Sağkan, savcılığa ifade vermeye değil, avukatlar hakkındaki özel soruşturmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini anlatmaya geldiklerini söyledi. Birliğin amacı, soruşturmanın eksikliklerini ortaya koymak ve hukuki sürecin doğru şekilde işletilmesini sağlamaktı. Polis ve Adliye süreçlerinin şeffaf ve yasalara uygun yürütülmesinin önemini vurguladı.
Soruşturma Süreci ve İddialardan Önemli Noktalar
Soruşturma kapsamında, İstanbul Barosu'nun sosyal medya paylaşımının içeriği inceleniyor. Paylaşımda yer alan ifadelerin, terör örgütü propagandası ve halkı yanıltıcı bilgiyle yönlendirme suçlarını oluşturup oluşturmadığı değerlendirilecek. Soruşturmanın adil ve tarafsız bir şekilde yürütülmesi, hem hukuk devleti ilkesi hem de ifade özgürlüğünün korunması açısından büyük önem taşıyor. Gündemi yakından takip eden kamuoyu, gelişmeleri heyecanla bekliyor. Olayın nasıl sonuçlanacağı ve alınacak kararların, hukuk camiası üzerindeki etkisi merakla bekleniyor.